BİLGİ GÜÇTÜR

Science is the knowledge of consequences and dependence of one fact upon another.

Thomas Hobbes

BİLGİ GÜÇTÜR

Eğitim her zaman iş dünyasından etkilenmiştir. Küresel olarak, farklı ekonomik faaliyetlere sahip şirketler, farklı şekillerde eğitime katkıda bulunmaktadır.

Şirketler, önemli eğitim konularını ele alan ve stratejilerini şekillendiren Üniversitelerle ortaklıklar kurarak, giderek daha rekabetçi hale gelen dünya pazarında endüstriyel dayanıklılık için hayati önem taşıyan mezun istihdam edilebilirlik becerileriyle gelecekteki iş gücünü şekillendirmektedirler.

Eğitim, iş dünyasına çeşitli şekillerde girmiştir. Yüksek öğrenim, işletmeler için – uzun vade de- yeni bir çağ yaratmayı amaçlayan, iş temelli öğrenmeyi iş dünyasına sunmaktadır. Son zamanlarda işletmelerde, sistemlerin ve stratejilerin dijitalleşmesi, yeniliklerin uygulanmasıyla üretim ve hizmetleri hızlandıran büyük değişiklikler yaşanmaktadır. Bu doğrultuda, operasyonlarda genç çalışanların, potansiyel girişimcilerin ve işletme sahiplerinin dijital becerilere ve yetkinliklere sahip olmasını gerektiren büyük değişiklikler kaydedilmiştir.

AB’nin yüksek öğrenim ve iş dünyasının yenilik kapasitesini teşvik etmeye yönelik uzun vadeli politikası, sürdürülebilir büyüme ve iklim çözümleri elde etmek için döngüsel ekonomiyi kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.

Bununla birlikte, akademide öğretim ile iş piyasasının gereksinimleri arasında aşağıdakilerle ilgili sürekli bir uyumsuzluk vardır:

  • Biyoteknoloji eğitim programlarında kazanılan bilgi ile AB’nin büyüme ve istihdam yaratmanın ön koşulu olarak kabul ettiği iklim değişikliğinin önlenmesine ilişkin biyoteknoloji sektöründe işgücü piyasasının beklediği beceriler arasındaki mesafe (fark).
  • Ekonomik ve toplumsal kalkınma için sürdürülebilir bir AB iklim stratejisi uygulama ihtiyacının arkasında yatan modern biyoteknolojide girişimcilik ve stratejik becerilerin eksikliği.
  • Ekosistemler ve çevre üzerindeki zararlı etkileri azaltmak için iklim değişiklikleri ve biyoteknoloji eğitimi ile bağlantılı sosyo-ekonomik zorlukların ele alınmasındaki boşluklar.

Bu uyumsuzluk dijital becerileri ve yetkinlikleri geliştirmeye odaklı iş temelli öğrenme ile doldurulabilir. Böylelikle genç çalışanlar, çalışma ortamlarında eğitim alma fırsatına sahip olacak, yaşça büyük olanlar ise modern çağa giden yolu açan modern, dijital sistemleri kullanmayı öğreneceklerdir. Bu arada, genç mezunlar, özellikle çıraklar, beceri ve yetkinliklerinde ustalaşabilecek, ufuklarını genişletebilecek ve kendi kariyerlerini seçebileceklerdir.

BIO-Save iş fikirleri üretir

BIO-Save, hedeflerinin yeni beceri ve yetkinlikleri kolay ve keyifli bir şekilde öğrenip kazanabilmesi için ihtiyaç duyulan araçları yaratmaktadır. İş fikirlerini alır ve bunları şunlara dönüştürür:

  • Yüksek öğretim mezunları için, uygun öğrenme formatında fikirlerin nasıl geliştirileceği konusunda ve akademisyenler için nasıl mentorluk yaparak, nasıl destekleyecekleri konusunda eğitim içeriği;
  • Bireysel / ortak iş fikirleri geliştirmek ve bunları ticari toplulukla paylaşmak için gerçek fırsatlar;
  • Yüksek öğrenim mezunlarının girişimciler topluluğuna katılmaları ve onlara ekonominin geleceği hakkında fikir vermeleri için beklentiler.

BIO Save, iş dünyasında eğitimi destekler

BIO Save, en iyi uygulamaları paylaşmaya; eğitime ve yaratıcı işletme sektörlerinin yönetimi hakkında yeni stratejiler geliştirmeye odaklanmıştır. Aşağıdakilerin daha iyi anlaşılmasını teşvik ederek daha yakın etkileşimleri teşvik eder:

  • BIO-Save projesinde yer alan farklı profesyonellerin rolü;
  • Yüksek öğrenim sisteminin kalitesini, işgücü piyasası ihtiyaçlarına cevap verebilirliğini ve yüksek kaliteli öğrenme deneyimlerinin güvencesini iyileştirmek için öğretmenler ve kursiyerler arasındaki işbirliğini güçlendirmeye yönelik uygulamalar.
  • Yüksek öğrenim ve işyerlerindeki eğitimi güçlendirmeye yönelik uygulamalar

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE YÜZLEŞME

Biyogüvenlik, sağlık, tarım, güvenlik, bilim ve teknoloji ve eğitim gibi çeşitli alanlarla ilgili önemli bir küresel güvenlik sorunudur. Biyogüvenlik, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından insan, hayvan ve bitki yaşamı ve sağlığına yönelik ilgili riskleri analiz etmek ve yönetmek için politika ve düzenleyici çerçeveleri (araçlar ve faaliyetler dahil) kapsayan stratejik ve bütüncül bir yaklaşım ve çevreye ilişkin riskler olarak tanımlanmaktadır.

İklim ile mücadelede kullanılan biyoteknoloji yöntemlerinin analizi, genomik, genetik ve moleküler biyolojideki temel bilgilere dayandığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte, bu alanda üst düzey beceriler ve ileri bilgi eksikliği ile ulusal ve sektöre özgü bilimsel verilerde eksiklik vardır.

BIO-Save hedef gruplarının yeterliliklerine ilişkin yapılan çalışmalar, yüksek öğretim kurumlarının birçok gelişmiş alanda uzmanlaşmış biyoteknoloji bilgisi ve becerilerine ihtiyaç duyduğunu ve bu da işgücü piyasasındaki boşluğun altını çizdiğini göstermiştir. Biyoteknoloji şirketlerinin ve çevre kuruluşlarının yaklaşık% 80’inin yakın gelecekte yüksek eğitimli profesyonellere çok daha ihtiyaç duyacağı tahmin edilmektedir.